8 Mart 2014 Cumartesi

Kavacık'da Kış Düğünü,Zeynep ve annesi...

Uzaklarda Çeşmealtı ve Urla,yakında ise Payamlı Köyü ışıkları
                                                                                Köyde kış düğünü vardı.Nişanlılar kaçıverince kışın ortasında..Gece,soğuk ve açık alan...Öbek öbek ateşler yakıldı ve kütüklerin insanın içini ısıtan kokusu havaya yayıldı.Dolunay muhteşem.Gençlerin yeni yaşamlarına ışığını veriyor diye düşündüm.Sarınıp en kalın paltoma,biraz değişiklik iyi gelir deyip köye inmişdim.Kına yerine varınca Hanife'nin el salladığını görüp doğru yanına gittim.Hanife dışarıdan gelen gelinlerden.Köy kızları şehre gelin gitmeyi istiyor.Bazende köye gelen oluyor.Dağı taşı toprağı seviyor çalışıyorlar bağlarda..Herkezin hayatı düşüncesi karması kendine has..
Gelin ve Damad bütün gece dans ettiler
Yüzünde bir burukluk aradım..Bütün gelinler güzeldir sözünü bozmamak için mi  acaba..Birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı.Yeni bir başlangıç ve ailesi arkasında olmadan..Bilemiyorum..Damadı daha çok tanıyorum ve ona güveniyorum .Yine de..İlahi adalet illaki herkeze birazda olsa dokunuyor.Bakalım göreceğiz ve hayatın sırlarına biraz daha vakıf olacağız.Biri itelenip yalnız bırakıldığında yanında olmak isterim.Anneannesi de uzaktan usulca izliyordu.Ertesi akşam düğünede gittim.Yapmamam gerek ama bazen yapıyor ve en baştan saatleri saymaya başlıyorum.Köy de kadınlara ayrılan servisle gittim.Düğün bitene dek beklemek gerekiyor.Yapışıp sandelyeye bitmesini beklemek..Evi evim güzel evim..Nerede resim odam,ah!kafam diye diye..Hiç birşey boşuna değildir de bilmez değilim.Serviste oğlunu kaldırıp bana yer açan hanımla sohbet ettik.Anlatılmaz herşey..Onu tanıdığıma sevindim..Gecenin armağanıydı.Kınada Hanife'ye  kızı Zeynep'i sormamla koşarak geldi minik kollarını boynuma doladı.Gözgöze bakışıp çok eski dostlar gibi öpüştük.Hanife ve                                                                    küçük kızı...
Hanife'nin fotoğrafı
 Yozgat'tan gelin gelmişti Hanife ilginç biri sohbet ederiz onunla tatlı tatlı her karşılamamızda.Çok eskiden bağlara çalışmaya gittiğinde kimse görmeden çocukların bisikletine binişini anlatırdı.Sonra aştı kendini kimseden saklanmadan alenen..Köyde ilk araba kullanan kadın oldu.On beş dakikada öğrendim yenge demişdi.Sarı kamyoneti ile örnek oldu.Babalar kızlarına,ileri görüşlü adamlar eşlerine araba sürmeyi öğretti.Geçenlerde şehirde köye gelmek için durakda bekleşiyoruz.Tek sefer olduğundan 1,1,5 saat ..Farketmez bekleşiriz..Aman otobüs saati değişir şehirde kalırız korkusu..Hanife'nin kocası İsmet'le birkez durağımızın yerini değiştirmişler sanıp ne telaşlanmış aranmıştık.Memurdan
Ateşin başında oturanlara özendim 
da azar işitmiştik,(gidin durağınıza duruyor yerinde,kim ne yapsın sizin durağınızı)demişti memur..Hastanede hastamı bırakıp gelmişim tek derdim evime varmak.Kendime güvenemedim haddini bildirmek için.Yaramaz çocuklar sökmüş meğer durak adını..İsmet diyorki(yenge Hanife'nin numarası varsa ara kontörüm yok)Arıyorum çalıyor açmıyor..Bir daha dene yenge soralım Hanifeye bilir o..A aa çalıyor ama aynı anda İsmetin telofon da çalıyor.Açsana diyorum kontörüm yok diyor.İsmet'te Hanife'nin telofonu varmış meğer.Gülüştük halimize yediğimiz azarı da unuttukBaşka bir sefer de Hanife ve Zeynep'le beraberiz durakda.Küçük bir bank var ve üç köylü kadın oturuyordu.Biri kalkıp gidince Küçük Zeynep oturuverdi boşalan orta yere.Kadın az sonra döndü Zeynep'e(kalk oturacağım)deyince (kalkmam benim burası)deyip iyice arkaya kaykıldı elleriylede bankı kavradı.Kadın benim yerim dedikçe şimdide benim yerim cavabını alıyor.Söyleniyor Zeynep(bana ne bana ne ben buldum,demi anne ben buldum),ayaklarım ağrıyor yaşlıyım diyor beriki,Zeynep'de ben çocuğum ayaklarımda küçük diyor.Gülüşüyoruz..Kadın bozuluyor renk vermiyor.İlginç birşey yaşanıyor burada dedim.Bir bey lafa karıştı(bizim zamanımızda..iki tokat yerde bulurduk kendimizi),bir diğeri(tokada ne gerek bakış yeterdi,kalkardık yerimizden)yada azarlanırdık orta yerde..Hanife'ye yöneliyor bakışlar..O da gülüyor müdahale etmiyor.
Gelin arabası şehir adetiyle süslenmiş.
Azarlamadı,iki tokat atıp yere savurmadı..Ayakları ağrıyan kadın bile onunla sohbet ederek yerine tekrar sahip olmayı denedi.Çok ilerledik çok şey öğrendik dedim.Köye doğru yol alırken Hanife Zeyneb'i anlattı.Ana okuluna gidiyormuş henüz.Öğretmen beş dakika dışarı çıkmış.Sınıfın tamamı öğretmen masasında Zeynep başlarında çıkartmış ve indirmiyor..Başka bir sefer ,klasik sorumuz:büyüyünce ne olacaksın hıı?..Terüşt olacağım demiş.Hanife kızım turist iş değilki rehbermi olacaksın dediğinde hayır terörist olacağım demiş.Oniki yaşında olan ağbisi atlamış işte o zaman üstüne.Hanife ayırmışta kızı zor ikna etmiş.                                                         Neden diye sormuş kendine Hanife..Bağda yere sıfır bahçe havuzuna
Kış düğününde yanan ateşler.
   düşmüş Zeynep.Keçilere bakıyordum diyor bir ses duydum koştum havuza.Çocuk yok..İki küçük eli görmüş suyun içinde.Pınardan gelen boruya tutunmuş.Zeynep nasıl becerdiyse dibe inmekden kurtarmış kendini.Hayata tutunmuş boruyla..Şimdide kendi borusunu öttürüyor diyelim.Hanife(yenge çocuk o an anladı bana kalırsa..Hayat kısa..Kendim için yaşamalıyım..Her anım değerli..Ezmemde ezilmemde ..Ben de varım demeyi)                                                                                            Hanife uyanık bir kadın..Kocası İsmet askerde hastalanmış zamanında..Uzunca bir süre Ankara'da askeri hastanede yatmış.Kitap okumuş değişik insanlar tanımış..Çok değiştim de döndüm geldim köye derdi.Karısına kızına saygılı ve sevgili..Erkek kadın beraberiz  aslında ezmiyeceğiz ezilmeyeceğiz.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                     





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder