10 Şubat 2020 Pazartesi

Pervin


                                                'Gönül borcu'
   

                                  Uzun zamandır bloğuma ara verdim.Taslak olarak bekleyenleri sıralarken Pervin öne çıkdı.Doğum günüydü ve onu epeydir görmüyordum.Herşeyi bir kenera bırakıp içimden gelen bir dürtüyle ona yolladım.Aradığında aramızda geçen konuşmada onun bana hediyesi oldu.

                                 Hepimiz bazı şeyleri bilerek doğuyoruz.Atalarımızdan bize geçen deneyimleri bedenlerimizde taşıyoruz.Eylemlerimizi yönlendiren içsel bilişler olarak hayatımızda gün yüzüne çıkıyorlar..Üstüne bu hayatımızda yaşadıklarımız ekleniyor.Böylece her birimiz kendine özgü ve biricik oluyoruz.Toplumsal değerlerimizi de ortak deneyimlerimizle yaratıyoruz.Bazen değişiyor bazende kalıcı oluyor.Aynı şey kendi hayatlarımız içinde geçerli.Değişiyor,değiştiriyor veya biricikliğimizin en değerli yanlarını bilerek veya bilmeden koruyoruz.
                                 Kendimi yanında özel hissettiğim,ortak algıları paylaştığım kadın arkadaşlarımdan Pervin'e 'sen özel bir kadınsın'dediğimde 'yok canım'demişdi mütevazı bir şekilde.Belkide kendi değerini kendinden gizleyerek..
                                 Sanatçı olmak ne kadar özelse sanatçıyı desteklemeninde o kadar özel olduğunu yaşayarak öğrendim.Çünki o bu bilinç ve yetenekle doğmuştur ..Üstelik  bu destek olan kendiside sanatçı ise  daha özeldir benim için..Karşılıklı ne hissetiğimizi  daha iyi anlarız..
                                 Yatırım kaygısı olmadan resimler aldın,beni ve diğer sanatçıları onurlandırdın.
Şimdi 25 öncesine ve resim alan bu genç kadına bakıyorum..Bu özel bir bilinç değil de nedir?
                             
                                 O yıllarda bir yaylada yaşıyor şehire yürüyerek gidip geliyordum .Sen benim hayatımı bizzat bilirsin..Beş resim satarsam bir kamyonet alabilirim diyordum..Daha sonra sana 'arabamın kapıları,camları senin 'demiştim hatırlarmısın bilmem..
                                 İzmir de ilk kişisel sergimde giymek üzere butiğinden bir kıyafet almıştım .,Saçımı nasıl yaptırmam gerektiği tavsiyesinde bulunmuşdun...Halen kendime beğeniyle bakarım fotoğraflarda ..
                         
                                Seni nasıl anladığıma gelince..Tüm geçmiş yıllardan gelen birikim elbette var.Senin yazıların,gezilerin,radyo programların'nasılda tatlı tatlı anlatırdın'Seninle gezer gelirdim sanki..
                                Seçimin ancak sana aittir.
                                Uzun yıllardır yaşadığım köyde bir hanım var.Tüm gelen partileri ağırlar.Eleştirildiği zaman 'ben köye hizmet ediyorum'der.'Onlar nasıl oy istemeye geliyorsa bende köy için onlardan bir şeyler isterim'diyor
                               Toplumsal ortak anlayış olarak sanki İzmir'li olunca oy seçimin bellidir.Çünki başka seçeneğin yokdur.Gençliğimde kime oy vereceğim sorusunun cevabını halen bulmuş değilim..Eleştirince eleştirilirsin..Bu yaşda nasıl düşüneceğime ben karar veririm.Yıllarca mecburiyetten bir partiye oy verdim.Artık benim o çok değerli oyumu kimseye vermek zorunda hissetmiyorum..Bağırıyor,tehdit ediyorlar..Eylem yok..
                               Yurt dışında yaşayan Türkçesi bozuk biri konuşuyor Hoca ya! konuşabilir.Ayar çekiyor buraya..Ben bir hata yaparsam benim olmalı ve kendi dersimi çıkarmalıyım .
                              'Hizmet'demişsin ya buradaki hanımda' köye hizmet' diyor.Onun yaptıklarını kimse yapamıyor görüyorum..Topluma,insanlığa hizmet çok zor bir iş..
                              Gençlik yıllarında hem sanatla uğraşdın 'aynı sergide bulunmuşluğumuz var'hem sanata destek verdin.
                              O  genç yaşında ne görüyor ne hissediyordun?
                              Şimdi bu olgun yaşında  ne görüyor ne hissediyorsun sanatçı iç görüsüyle..
                              Bunu anlamak birçoğu için zor olacak.
                                                           

1 yorum:

  1. Şebnemcim dağların, ağaçların,meyvelerin,papatyaların kraliçesi çok teşekkür ederim. Sözlerin bambaşka kapıları açarken, ben yalnızca kapıda biriken dost ve düşman kalabalığının vazgeçilmez yanyana oluşlarına bakarak iç geçiriyorum. Acaba en çok beni sevenlerin hakkını mı yedim? Kimin eline geçti isem onda mı nöbet tuttum bircik hayatımız için. Güneş varken,gölgesinde üşümekle mi geçirdim gündüzlerimi? Geceleri yıldızlara bakmadan uyudum da rüyalarımı mı kaybettim? Bilmiyorum. yüreğimdeki sevgi , bağışlayıcılık, merhamet, şefkat ancak karşılık bulursa anlaşılır belki de...Sen bu karşılıksın, bu aynasın üstelik bende de değil keramet senin hassas iyi kalbinde. resimlerindeki sevinçle, güzellikle kal artık. "ÖVÜNÇ" olsun, "ÖMÜR" olsun her günün. İçindeki derin kederin birazını bana bırak. Bırak ki hafifleyesin. Sevgiyle kucaklıyorum.

    YanıtlaSil