13 Eylül 2015 Pazar

Horoz dövüşü de savaş (sanatı ?) mıdır?

                                     
Dövüşen horozlar

                                          Yaşam bir savaş ...
                                          Aynı zaman da savaş  biz  insan ve hayvanların  doğasında var olan bir şey..
                                          Ayrıca insan olarak bizlerin  duygularımız a yaşadığımız bir savaşımız  daha var.
                                         Bazı insanlar iç ve dışlarında olan savaşı durdurma ve yavaşlatma seçeneğini farkediyorlar...
                                         Teknolojik gelişme insanın ruhsal evrimleşmesini beraberinde getirmiyor.Bazılarımız bazı şeyleri anlayıp evrimleşiyor da,bazıları direniyor ..Bebek ruhlarmı pörtlüyor habire diyorum..Ya da ne bileyim..Bazıları öyle olduğu için mi yaradılış olarak..Öyleyse bu kavga bu savaş hiç bitmeyecek mi?
                                         Nasıl öğretip eğitebilirsin kapasitesinde gelişmeye,anlamaya,bilmeye yer olmayana..Elinde var olan gücü kimi tekamülü için kimi kötüye mi kullanıyor?
                                        Hayvanlar düşünemezmiş..Zeki olup bazı şeyleri öğrenenler var oysa..İnsan oğlu düşünmeyi biliyorda bunu kullanıyormu sanki?
                                        Yasak, ceza ,hapis..Kim suçlu?
                                         Suç ve ceza aynı şeyi barındırmıyor mu?
                                   
Baba horozum.
   Baba horozum yukarıda ki fotoğrafta görüldüğü gibi salına salına geziniyordu bir zamanlar.Kanatlarını  havalı havalı açar uzun bir ötüşle buraların ondan sorulduğunu ilan ederdi.
    Onun bu saltanatı bahara kadar sürdü..
     Yaşam ağlarını ördü ve baharda yeni civcivler çıkmaya başladı. Aynı yaşam bana da bir oyun oynuyor du.Her sene gurk yatan tavuğun altına koyduğum yumurta sayısı fark etmez  iki civciv çıkar. Artık karmik bir şaka olduğunu kabul ediyor ama yinede ne anlamalıyım sorusunu da soruyorum elbette..
   Civcivler büyüdü ve  epey palazlanınca birinin  yine  horoz olduğunu gördüm.....Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim...Bu genç horoz da epeyce büyüdüğünde daha önce olduğu gibi ve hep olacağı gibi..Babasına rakip oldu..Oldu da o henüz bunun farkında değil di..
Baba horoz deli deli geziniyor bütün tavukları egemenliği altına alıyor ama yandan gelen genç horoz tehdidini  görüyor duyuyordu.
                                     
Civcivin birini tuttum.
                             
        Çok geçmeden baba horoz bu tehdide daha fazla dayanamadı.Buralara bir horoz yeterdi..Oğluşuna saldırmaya başladı.Her yakaladığında dövdü de dövdü..Ayırdım olmadı..Kaçtı buldu kıstırdı yine dövdü..Genç horozum çalı diplerinden çıkamaz oldu..
       Kes kellesini at tencereye mi dediniz...?
       Bakıp büyüttüğümüz hayvanlarımızı yemeyiz..Kendi hayvanlarımızın evin diğer insanın dan farkı yoktur..Zaten pek et de yemeyiz.Gider marketten alırız..Akıl işte...
Babasının her bakımdan benzeri genç horoz 
      (Dinlediğim bir radyo programında gdo lu tavuk yemi ithal edileceği söylendi.Yerli tavuk yemi yasaklanmış...?)
       Yememek en güzeli diye düşünüyorum..

     Gel zaman git zaman..
 Ben bu filimi daha önce de görmüş düm misali ,her şey yineleniyor bazı şeyler hiç değişmiyor sanki..
                                                                                    Avlu da her ne zaman hayvanlar arasında bir kavga başlasa..Önce kibarca uyarırım.(Şşşiiiittt çok ayıp) der bir iki kez  ikaz ederim..İş nadiren de olsa şiddetlenirse..Ben de annem den kalma bir yönteme başvurur üstlerine su atarım..Hiç bir canlı üstlerine aniden gelen bu suya dayanamaz..Kaçışıverirler ve kavga da sona erer.
      Tabii ki her zaman dışarıda bulunmuyorum ..Oturup saatlece resim yapıyorum,ev işleri ve çiftliğin diğer işleride cabası..
   Atelyem de resim yaparken dışarıdan gelen kanat seslerini duyunca avluya bakan pencere kıyısına biriktirdiğim  minik taşlardan uyarı atışı yapıyorum.Benim isabet ettirmek gibi bir niyetim yok da..Bir bakıyorum horozlar zaten kan revan içindeler..Ne taş ne seslenmem nafile..At fırçaları  elinden in aşağı bir kızıyorum sormayın..
Gri horozlar döğüşüyor
   Yan fotoğrafta görünen gri horozlar daha önceki nesil ..Bunlar da iki civ civ iki horoz yinelemesin den sonra kapışmaya başladığında birini tavuk karşılığı bir arkadaşa vermiş dik.Tek horoz kaldı diye sevinirken inanılmaz bir şekilde kontrolüm dışında gibi  kalan tek horoz başka birine gitti..Öyle yanık tatlı ötüşü vardı ki..Sabah gün doğmadan serin  havalarda ..Bir öter bir öter di ..Uyan derdi uyan..Bu güzelliği yaşattığı için şükrederdim..Bazen uzakdan gelen yanık horoz sesini  duyarımda içim cız eder..Karışma demişdi eşim..Bırak giden horoz olsun.Anlatılmaz yazılmaz bir hikaye..Belki çok sonra..Bu da bir savaşdı..Biz sessizce yanık avazlı gri horozu verip konuyu kapattık.İlahi adalet  karşı tarafa henüz bir şey yazmadı..Yooo... yazsın diye beklemiyorum..(Bize yazdığını biliyorum anlamaya çalışıyorum..)Yine de yazacaksa  kolay yazı yazsın diyorum.
 Bir den horozsuz kaldık mı!
                                    Ülkenin dört bir yanına haber saldık dermişim..
                                     Epey sonra oğlum bir haberle geldi..
                                     Komşunun ikram ettiği çayı yudumlarken  horoz adaylarını izledim. Gri renkli bir horoz vardı ve çok güzel.di.Ama eski gri horozu anımsatacağı için vazgeçtim.Krom kırmızı rengi severim ve  resimlerim de kullanırım.Dayak yemekden ezilmiş krom kırmızı horoz ilgimi çekdi.Babası çok görkemliydi..Onun gibi olabileceğini düşündüm..Hem komşum da dayak yemekden gelişemeyen bu horoz dan  kurtulmuş olur du..
                                    Alaca karanlık olup kümese girdiklerinde yeni horozumuzu alıp eve döndük.  Ürkmüş ve korkmuş olan kızıl horozu usulca kucaklayıp kümesde gece uykusuna hazırlanan tavukların yanına saldım.Şöyle bir baktı başka horoz yok..Kanatlarını bir iki çırptı ve başladı gık gık.. konuşmaya..Anlatıyor da anlatıyor bir şeyler...Çoştuda çoştu garibim..
                                    Bazen damda oturur civcivlerin tatlı mutlu melodilerini dinlerim.Onlar analarının kanatları altın da güven içindedirler.Kümesi kapatırken tavukların çıkardığı acayip ama bir o kadar içime işleyen sinyallerini dinlemeyi de severim.Benim gelip kapıyı kapattığımı anlar sorun yok biz iyiyiz dediklerini duyar gibi olurum..Usulca sessizce durup bu eşsiz armağanı içime sindiririm.(Şşşştt,benim..İyi geceler..Yarın görüşürüz)der her şeyi geceye terk ederim.
                                     O gecede biraz oyalanıp horozun tavuklarla tanışıp kendini anlatmasını keyifle dinledim.
Yeni kızıl horoz kendini tanıtıyor
      Yukarı da dediğim gibi oğluşu büyüyüp rakip olunca ondan kurtulmaya çalıştı.Oğul büyüdüğünde de aynısını  babasına yapmaya başladı..
       Kavga bitmiyor.O onu istemiyor bu  onu istemiyor.
       Aynı biz insanlar..
       Yine ülkenin dört yanına haber salıyorum horoz isteyen var mı?
       Yok..
       Aaaa bir gün bir baktım baba horoz da yok..
       Araya araya buldum.Bir köşede duran tahta parçalarının arkasına saklanmış yatıyor.Yediği dayakdan kımıldayacak hali kalmamış.Ayaklarına da poşet dolanmış.Çıkması mümkün değil.
Baba horoz yerlerde.

 Baba horozu eve götürdüm.Ayağına dolananları kestim çıkardım.Kendi yaptığım kantoron yağı ile yaralarını temizledim.Bir kasanın içine yatırıp gözetim altına aldım.Bir iki gün de kendine geldi.Ne yapmalı ne yapmalı?Çıkmadı bir isteyen..
 Eşim gurk tavuklar için kullandığımız küçük kümesi  eskidi diye ceviz ağacının altına çekmiş.Şöyle bir kabaca tamir ettim.Baba horozu saldım içine. Salmadan önce ayağına bir ip bağladım.Sabahları ipe asılıp horozu çekip tedaviye devam ettim.İpin ucu elim de,nereye çekersem oraya..Kontrol bende anlıyacağınız..Tedavi ediyor,karnını doyuruyorum ve horoz özgür olmadığını biliyor.
                         Tavuklar dişi enerji ve hiç savaşmadıkları gibi karışmıyorlar da..Nadiren müdahale ettikleri oluyor.
                         Benim hasta horoz az iyileşince başladı ötmeye..Senmisin öten..
Kümesi açmamla birlik de genç horozun ilk işi baba horozun kapalı olduğu alana gitmek oluyor.Nafile bir şekilde tellere saldırıyor gagalıyor. Bilmiyor ki ipler benim elimde..Baba horozun ayağında ki ipten bahsetmediğimi anladınız değil mi?Onu iyileşir iyileşmez çözdüm attım.
                         Kafes,kümes bana ait.Ben ne dersem olur..
                         Olur mu dersiniz?
                                                        Aşagıdaki videolarım yazımda ki yaşam dostlarımla igili ve kendi çekimlerimdir..
                                                         Sevgiyle kalın..

   
                 
                                                       




                                               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder